ÜZÜMÜN BAŞÇAVUŞU

Safranbolu’yu tanımlarken güzellerini de sık sık vurgularız. Örneğin üç güzeli, dört güzeli gibisinden… Evleri, safranı, lokumu, Çavuş üzümü ilk akla gelenlerden. Bağlar Gazozu, cimitli-cimitsiz simidi, ekşi karası, maniyesi, pilav dutu, Göksulu armudu, kiren ve cevizi, bademi de bunlardan aşağı kalmaz güzelliktedirler.

Ağustos ayında Hürriyet ve Milliyet gazetelerinde iki yorum yazısı özetle şöyleydi: Milliyet Gazetesi’nde  ‘Bozcaada Çavuş’u için ‘Dünyanın en güzel üzümü’ denilerek ülkemizin en lezzetli sofralık üzümü olan Bozcaada’nın Çavuş’u bu yılda nihayet çıktı. Ama Çavuş manavlara ulaşmıyor, adadan bin bir zahmetle ancak özel getirtilebiliyor. Çavuş’a sahip çıkmazsak geleceği karanlık.’ ‘Bozcaada Çavuş’unun Tam Zamanı’ (Hürriyet)

Kendimce Safranbolu Çavuş’unun durumunu ve konumunu merak etmiş ve konuyu yazmak istediğimde gerekli bilgiye ulaşamadığım için bir süre beklemede kalmayı düşünmüştüm. Güzel bir rastlantı ile dün İlçe Tarım Müdürümüz Sn. Çetin Ayvalık müjdeyi verdi. ‘Abi 28 Eylül’de Bağbozumu / Üzüm Şenliğimiz’ var deyince sevindim.

Safranbolu kentsel dokusuyla gözde bir dünya markasıdır. Bu markayı güçlü, etkili ve sürekli kılan olgu ise çeşitli soyut ve somut mirasa sahip olmamızdır. İlçemizde 1930’lu yıllarda Üzüm Bayramı yapıldığıi1940’lı yıllarda Üzüm Bölgesi İzmir’e Çavuş Üzümü çubuğu gönderildiği göz önüne alındığında bağcılık kültürüne yabancı olmadığımız aşikârdır.

Sıfırdan başlayan arayış ve yaklaşımlar yerine farkına varmakla birlikte öne çıkarmak konusunda atılımı gerçekleştiremediğimiz Çavuş üzümüne artık ilgide süreklilik göstermek zorundayız. Kent Tarihi Müzesinin bahçesindeki taş alınlık bölgemizin üzüm diyarı olduğunu kanıtlamaktadır.

Uzun sözün kısası Safranbolu Çavuşu, üzümün başçavuşudur. Diğer türlerde de yine yadsınamayacak bir özellik vardır.

Aytekin Kuş

2010