ÖHE ÖHE

Bir zamanlar Safranbolu’da çocuklar arasında sözel atışma, sürtüşme ve popülerlik bağlamında ilginç savaşımlar olurdu. Oturduğu mahalle, okuduğu okul, çeşitli oyunlarda üstünlük sağlama (bilya, tombi, bildirbil, mendil kapma, esir alma, çakanak, uzuneşek gibi) ramazanda bahşiş toplama, yağmur duası (Göde göde), uçurtma uçurma ve kayığa binme (kızak) gibi çeşitli eğlencelerde mahallelilik kavramı ağır basardı.

Başka mahallenin çocukları bu oyunlara katılamazdı. 40-50 yıl önce Şehir’de Kalealtı Okulu’nda okuyan çocuklarla, Gümüş Okulu’nda okuyan çocuklar arasındaki sözel atışmalar hala belleklerdedir.

‘Elli elli yüz biz Gümüclüyüz’

‘Tahtadan tüfeng / davar b.kdan saçma

Erkeksen / sıkıysa gümücden gaçma.’

‘Gale galeye bakar / galeden seller akar

Galealtı dururken  / Gümüce kim bakar’

Özellikle Kalealtı Okulu beş sınıflı ve de hem sayısal hem de niteliksel olarak diğerlerinden bir adım önde olduğu için kız babası dünür başına: ‘Beşi (Galealtını) bitüdü, her şeyi bi lü’ diyerek kızını öve öve bitiremediği hoş bir anı demetidir.

Ulusal bayramlarda tören yerinde şiir okumakta okula ve öğrencilerine büyük prestij sağlardı. ‘Çürük kalem’ yakıştırması ise şiir okurken takılan öğrenciye dolayısıyla okuluna yakıştırılan bir alametifarika gibiydi.

Bu arada Kalealtı’nın (okulun) sık sık onarıma girmesi öğrencilerinin dördüncü ve beşinci sınıfı Gümüş’te okuma zorunluluğu ‘Çürük Kalem’in’ Kalealtı’na yakıştırılan bir versiyonu idi. Bu sözcük Kalealtılıları demoralize ederdi. Her horoz kendi çöplüğünde öter misali Gümüşte zıddına basılan Kalealtılılar Gümüşlülere posta koymaktan da geri kalmazlardı. Burası genellikle Gümüş Semti’nden epeyce uzaklaşılan Mescit ya da yakınında olurdu. ‘Maçan sıkıyosa hamam arkasına açılıve öhe öhe’ kavga çıkarma önce kafa tutma (diklenme / meydan okuma) ağız dalaşı ile başlar; öhe öhe ile ateşkes bozulurdu. Hamam Arkası ise Şehir’de Eski Hamam’ın, Natırların Evi’ne bakan cephesindeki dar ve bir kişinin geçebileceği genişlikte izbe bir geçittir. Genellikle kavgada kozlar burada paylaşılırdı. Nerde öhe öhe’li günler…

Aslında küçük bir kasaba olan Safranbolu da herkesin birbirini tanıması ve güçlü komşuluk bağları nedeniyle çocukların davranışları aileler arasında hoşgörü ile izlenirdi. Azıtanlara önce ökelenir (azarlanır) ya da kulakları çekilirdi. Mahalleli kavramı bitti. Her şey de bitti. Sağlık olsun… Şimdi SMS zamanı. Tırışkadan Rambo…

Kalealtı İlköğretim Okulu tarihi konumunu koruyarak sürdürüyor. Gümüş İlkokulu ise bir süre Çıraklık Eğitim Merkezi; günümüzde de isim değiştirerek ‘Şehit Mustafa Arık’ İlköğretim Okulu olmuş bulunuyor. Ata evlerimizin ve ‘Gecekuşu Geçidi’ isimli sokağımızın bulunduğu ve elli üç yıl önce mezun olduğum Gümüş İlkokulu gibi semti de artık bir ‘Galatı Meşhur’ kurbanıdır. Bu semt Hüseyin Çelebi – İsmet Paşa ve Hacı Halil Mahallesi’nin kısmen oluşturduğu güzel bir yerleşimdir.

Ne var ki yöremizi, sosyo-kültürel geçmişimizi yeterince bilmeyen; öğrenmekte istemeyen bazı sözde sözcüler ve benzerleri bu semti yanlış tanımlamak, değerlendirmek ve çözüm oluşturmak uğraşındadırlar. Gölge etmesinler.

‘Elli elli yüz / Hepimiz Gümüclüyüz.’

Aytekin Kuş

2016