KANYONLAR KENTİ SAFRANBOLU

Safranbolu’nun doğal değerleri kültürel değerleri kadar ilgi çekicidir. Şehir, kuzeyindeki Yenice ormanlarıyla Araç ve Soğanlı nehirleri arasında bir kanyonlar silsilesi konumundadır. Doğudan batıya doğru uzanan hat üzerinde bulunan Sakaralan, Sırçalı, Kirpe, Tokatlı ve Bulak kanyonları, kuzeyden güneye Araç Çayı’na doğru akmaktadır. Safranbolu şehir merkezi de kanyonlar içerisinde bir vadi yerleşkesidir.

Şehir, Akçasu Deresi’nin Gümüş Deresi ile birleşim noktasına doğru yayılım göstermiştir. Şehrin Bağlar ve Kıranköy yerleşimleri Tokatlı Kanyonu (Gümüş Deresi) Havzası’nda, geriye kalan kısımlar da Akçasu Deresi etrafında yayılmıştır.

Safranbolu kanyonları

Safranbolu jeolojik açıdan ilginç kaya oluşumlarına sahiptir. Bu kaya oluşumları, II. Zaman’ın sonu ve genel itibariyle III. Zaman içerisinde oluşumunu tamamlamıştır. Bu jeolojik oluşumlar doğal ve kültürel açıdan değerlidir. Safranbolu coğrafyası içerisinde bulunan üç kanyon (Düzce, Sırçalı ve Sakaralan) birbiriyle bağlantılıdır. Diğer iki kanyon (Tokatlı ve Bulak) bu bütünlüğün bir parçası olarak Karabük ilinin doğal değerleridir. Sakaralan Kanyonu ile Sırçalı Kanyonu Konarı Köyü’nde Sukavuşan isimli bölgede birleştikten sonra, Kirpe Kanyonu ile Yazıköy yakınlarında buluşup Araç Çayı’na dökülmektedir.

Araç Çayı

Safranbolu’nun en güçlü su kaynağı Araç Çayı’dır. Şehrin coğrafyasında doğan su kaynaklarının büyük bölümü Araç Çayı’na çok az bir bölümü de Soğanlı Çayı’na akmaktadır. Araç Çayı, Ilgaz Dağları’ndan inen küçük derelerin birleşmesiyle oluşmuştur. Ilgaz Çayı, Araç ilçesinden geçtikten sonra Araç Çayı adını alır. Daha sonra Kadıncı Köyü yakınlarında Kastamonu ili sınırları dışına çıkar. Bu bölümde Eflani çevresindeki en önemli akarsu olan Taşçıdeğirmen Çayı ile birleşir. Karabük şehir merkezinde Soğanlı Çayı ile birleşen Araç Çayı, Yenice Irmağı ismini alır. Devrek Çayı’nı da alan akarsu, Filyos Irmağı adıyla Karadeniz’e dökülür.

Bulak Mağarası

Dünyadaki diğer ülkelere göre ‘mağara cenneti ülke’ durumunda olan Türkiye’de, yaklaşık 40 bin adet mağara bulunmaktadır. Mağara oluşumları bakımından önemli bir jeolojik-jeomorfolojik nitelik olan karstik alanlar Türkiye’de Batı ve Orta Toros dağlarında yer almaktadır.

Safranbolu’nun 8,5 kilometre kuzeybatısında bulunan Bulak Mağarası, Türkiye’nin dördüncü, Karadeniz Bölgesi’nin de ikinci en uzun mağarasıdır. Araç Çayı’nın kuzey bölümünde, yüksek dağlardan beslenen Mağara Deresi Kanyonu’nun sona erdiği noktada bulunan mağaranın toplam uzunluğu 6050 metredir. Kuzey-güney yönünde, birbirine bağlı üç kattan meydana gelen mağara, günümüzden 65-200 milyon yıl önce oluşmuştur. En uzun bölümü ‘Alt Kat’ olan mağaranın, üç girişi bulunmaktadır. Mağaranın en yeni kesimini oluşturan ve uzunluğu 4300 metreyi bulan bu bölümün içinden, yaz-kış belirgin akışı olan büyük bir yeraltı deresi akmaktadır. Bu yeraltı deresi derinlikleri yer yer 3-5 metreyi bulan değişik büyüklükte göller oluşturmuştur. Gerideki yüksek dağlardan beslenerek gelen yeraltı sularının oluşturduğu mağaradaki yeraltı deresi, büyük bir ağızdan açığa çıkmaktadır. Özellikle son kesimleri bütünüyle su ile doludur. Bu suların bir bölümü Safranbolu’nun içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılamaktadır.

Hızar Mağarası

Safranbolu merkeze yaklaşık 8 kilometre uzaklıktaki Aşağı Dana Köyü’nde bulunan Hızar Mağarası, Hızar Çayı’nın kireçtaşlarından oluşmuş sahayı aşındırması sonucunda oluşturduğu Tokatlı Kanyonu’nun başlangıç kısmında III. Zaman Eosen Dönemine ait yaşlı kireçtaşları içerisinde oluşmuştur. Geniş bir girişi bulunan yatay gelişimli mağara bir ana koridor ve bu ana koridora bağlı iki yan koridordan meydana gelmektedir. Yeraltı suyuna sahip mağara içerisinde yeraltı sularının kireçtaşlarını çözerek şekillendirmesi sonucunda sarkıt ve dikit gibi karstik şekiller bulunmaktadır.

Sarıçiçek Dağı

Safranbolu’nun kuzey sınırını oluşturan Yenice Ormanları üzerinde bulunan Sarıçiçek Dağı, 1750 metre yüksekliğe sahiptir. III. Zaman (Senozoik) Tersiyer devri Eosen Dönemine ait kayaçlardan oluşan kütle orman dokusu bakımından zengindir. Günümüzde yaylacılık geleneği bulunmayan bölge, yayla orman dokusu açısından oldukça zengindir.

Uluyayla

Küre Dağları silsilesi üzerinde bulunan Uluyayla’nın bir bölümü Safranbolu, diğer bölümü de Bartın’ın Ulus ilçesi sınırlarında yer almaktadır. Safranbolu’ya bağlı Ovacuma Köyü’nde 300 metre yükseltiden başlayarak, Göktepe’de 1416 metre yüksekliğe ulaşmaktadır. El değmemiş orman varlığı ve yaban yaşamının çeşitliliği doğal bir değerdir. Bölgede yaylacılık için seçkin bir alan oluşturmaktadır.

Safranbolu’nun doğal bitki örtüsü

Türkiye’de 12 binin üzerinde bitki türü bulunur. Safranbolu’nun ekonomik olarak en doğal değeri safran ve çavuş üzümüdür. Safranbolu’da hâkim ağaç türlerinin kayın ve göknar yanında, Sarıçam Istıranca meşesi, gürgen, karaçam, dişbudak, sapsız meşe, Titrek kavak, Karakavak, Porsuk, Kavacık, Karaağaç, Dağ ardıcı, Ihlamur, Akçaağaç türleri ve Huş, Ahlât, Kızılağaç, Çınar gibi odunsu türleri yer almaktadır. Ayrıca Ayı üzümü, Üvez, Sumak, Fındık, Yemişen, Ormangülü, Yaban gülü, Mürver, Yabani elma, Çakal eriği, Laz kirazı ve Kızılcık gibi ağaççık ve çalı formlu odunsu türler yayılış gösterir. Bölge orkideler ve çiğdemler için cennet konumundadır. Bunların dışında Kardelen, Siklamen, Onosma ve Süsen gibi çok bilinen çiçek türleri çokça bulunmaktadır.

Yaban yaşamı

Türkiye hayvan varlığı bakımından son derece farklı hayvan topluluklarını barındırması ile dikkat çeker. Anadolu yarımadasının kıtalar arasındaki konumu buna başlıca etkendir. Buna göre Türkiye’de mevcut doğal hayvan varlığını memeliler, kuşlar, sürüngenler ve kurbağalar yanında, balıklar olmak üzere dört ana grupta ele alabiliriz. İl genelinde yapılan arazi çalışmaları sonucu 28 memeli türüne rastlanılmış olup, literatürde yer alan memeli türleri de eklendiğinde 57 farklı memeli türünün il genelinde yayılış gösterdiği tespit edilmiştir. Yapılan arazi çalışmalarında ilde 44 ayrı familyadan 160 kuş türü tespit edilmiştir. Bu kuşlar yerli, yaz göçmeni, kış göçmeni ve geçit kuşu olarak bulunabilmektedir. Tespiti yapılan kuşlardan; Anadolu sıvacısı, Kara akbaba, Aladoğan, Küçük akbaba, Gökkuzgun, Küçük sinekkapan, Kara ağaçkakan en nadir kayıtlar arasındadır. Safranbolu kelebek ve mantar türleri açısından da zengindir.

Metin: Mehmet Çetin, Fotoğraflar: İsmail Şahinbaş

– Mehmet Çetin, Safranbolu Turizm İşletmeciler Derneği, Yönetim Kurulu Üyesi

DÜNYA MİRASI DERGİSİ 1. SAYI (NİSAN 2023)