İŞTE HENDEK, İŞTE DEVE

Yangın konusu gündemdeki yerini koruyor.1956 yılında Safranbolu’ya Terkos içme suyu geldi. Yangın vanaları yerleştirildi. Şam’da bir benzeri olan 4×4 Land Rover itfaiye arabası her sokağa girecek şekilde idi ve iyi bir çözümdü. Nitekim yararı da görüldü. Zaman içerisinde itfaiye giderek sayısal ve niteliksel olarak büyüdü. Safranbolu’nun yangınla birlikte yaşama serüvenini kısa bir şekilde anımsatmak istiyorum.

– 1888 büyük Safranbolu yangını ardından Kastamonu Valisi Abdurrahman Paşa çatı örtüsünde kullanılan pedavra tahtası kullanımını yasakladı. Gümüşte Kavsa Sülalesinden Damaklıoğlu, oluklu kiremit üretimine başladı.

– Safranbolu evlerinde ezelden beri ocaklar bacaya kadar kerpiçtendir. Kerpiç yangına karşı en yalın, en güvenli ve akıllı bir çözümdür. Ocaklar dikdörtgen ya da kare konumuna göre en az 1×1 m kalınlığındadır ve her ocağın bacası ayrıdır.

– Her mahallede Paşasuyu, Akkuyruk ve Kaçak suyundan beslenen çeşme hazneleri en az 5 ton su kapasitesi ile yangına karşı güvence sağlamaktadır.

– Şehir merkezinde Köprülü ile İzzet Paşa avlusundaki taş şadırvanlar en az 50 ton su ile 10 arasözün görevini üstlenmişlerdir.

– Gerektiğinde sebilden akan sudan dolayı çeşme olukları da su takviyesi bağlamında süreklilik sağlardı.

– Misaki Milli Semti’ndeki su sarnıçları ise adeta yeraltında bir göl, deniz kadar büyük su depolama yerleridir.

– Devlet Hastanesi’nin bahçesindeki taş depo ise keşfedilmeyi bekleyen 90 yıllık ata yadigârıdır.

– Misaki Milli’deki sarnıçları Yıldız, Akbayır, Develik, Eriklik su kaynaklarından; bu kaynaklar da Bulak Mağarası sulama suyundan; Mağara’da Sarıçiçek Ormanları’na yağan yağmur ve eriyen kar sularından beslenirdi (Son yıllarda gerek Hastarla’da, gerekse anılan semtlerde yapılan altyapı çalışmaları sırasında yer altı suyolları bozulmakta, sular kaçmaktadır).

– İncekaya Su Kemeri ve Hızaryanı Su Kaynağı ilişkisi ise bu sütunlarda anlatılamayacak kadar muhteşem su mimarisi örneği idi.

– İtfaiye örgütü ise ‘Belediye Zabıta Yönetmeliği’ne göre istek ya da zorunlu olarak baca temizliği yapar; yaptırır ve kontrol ederdi (Bacacı Hüseyin şimdi işsizlikten dolayı şehir gömütlüğündedir).

– Tarihi evlerde elektrik sigorta düzeneği, kablolar, sultan palamut devrine göre 3 lamba, 2 priz kapasitesinde idi (Şimdi ise davul fırın ve diğer alıcılar şebekenin anasını ağlatmaktadır).

– Eskiden odun yakılırdı. Fazla kurum birikmezdi (Şimdi ise kaliteli (!) kömürden dolayı bacalar kurumla kanka olmuşlardır).

-Su, yangın ve deprem Safranbolu’nun her zaman birinci derece önceliğidir. Soyut ve somut mirasın bilinmesi ve yaşatılması bu nedenle önemlidir.

Aytekin Kuş

2011