GÜNÜMÜZDE SAFRANBOLU

Safranbolu uzun çabaların sonunda UNESCO’nun belirlediği Dünya Miras Listesi’ne girmeyi başarmıştı. UNESCO programı içinde olmak üzere çeşitli uzmanlar Safranbolu’da restorasyonların daha sağlıklı olabilmesi katkılarda bulunmuşlardı.

Safranbolu’da kurulan Karaelmas Üniversitesi’nin restorasyon ve Turizm Yüksek Okulu mezun vermeye başlamıştı. Okulun amacı restorasyon teknisyeni yetiştirmekti. Bu konuyla ilgili uzmanlar özellikle yüksekokulda yapılan eğitimi görmek için gelmişlerdi. Restorasyonda taş ve ahşap ustalığı için pratik eğitimin öneminden söz ettiler. Ancak okulda böyle bir eğitim olmadığını da gördüler. Okulda yalnızca röleve çizimleri yapılmaktaydı.

Kaymakamlık bir hizmet birliği kurarak ev pansiyonculuğunu özendirmek için çalışmalar başlattı. Çünkü artık Safranbolu’ya hafta sonları turlar gelmeye başlamıştı. Turizm şirketleri programlarına Safranbolu’yu da alıyorlardı artık. Ev pansiyonculuğu Safranboluluların geleneksel konuk severliğine uygun hale getirilmekteydi. Ev sahipleri gelen konuklarla ilgileniyorlar. Onlarla birlikte kahvaltı ve sohbet ediyorlardı. Üst kat odalarını konukları için hazırlıyorlar, kışsa soba ya da kaloriferleri ile odaları ısıtıyorlardı. Bir gece kalan konuğu kahvaltıdan sonra yolcu ederken herhangi bir ücret almıyorlardı. Ücretler hizmet birliğine ödeniyordu.

Daha sonra ev sahiplerine hizmet birliğince ödeniyordu. Böylece konuksever Safranbolulular geleneksel özelliklerini yitirmiyorlardı. Evlere gelen bu ekonomik canlılık, evlere yansımaya başlıyordu. Koltuk kanepe gibi mobilyalar kaldırılıyor yerine sedirler yapılıyor, katı yastıklar konuyordu. Evler onarılıyor, sıhhileştirme yapılıyordu. Turizmin ekonomiye ve dolayısıyla restorasyona yansımasını kabul etmeyenlerin kulakları çınlasın.

Ev pansiyonculuğu artarak gelişti. Bağlardaki ve Çarşı’daki evler birer birer pansiyon oldu. Pansiyon benzeri küçük oteller de açıldı. Otellerde de kahvaltı ve yatak hizmeti veriliyordu. Pansiyonculuk Hizmet Birliği’nin denetimi altındaydı. Gökçüoğlu Konağı’nın restorasyonundan sonra geleneksel bir otel olarak hizmet vermesi ve yarım pansiyon hizmet verme olacağı bulunmaktaydı. Arasta Kahvesi ‘Boncuk Kafe’ adıyla Safranbolu konuklarının uğrak yeri oldu.

Artık Safranbolu emin ellerde korunma yolundadır. Kültürünü, geleneklerinin değerinin farkında olan Safranbolu halkı evlerini korumaktadır. Turizmden gelen gelirlerini evlerinin restorasyonunda kullanmaktalar, eski koltukları kaldırıyorlar yerine eski sedirlerini yeniden halılarla kaplıyorlar ve evlerini düzene sokmaktalar… Bu da geleceğe umutla bakmamıza yetmektedir.

Safranbolu’nun korunmasında uzun deneyimlerden sonra elde edilen sonuç o güne kadar kimsenin aklına gelmeyen bir ‘Koruma Yöntemi’ idi. Halkla birlikte onu ikna ederek ve koruma düşüncesini geliştirerek bir kültür mirasının korunmasının yöntemidir. Yıllarca Anadolu’nun tarihi kültürel mirası, tepeden inme koruma kararlarıyla halkın tepkisini düşünmeden yapılan çalışmalarla kültürel mirasın yok olmasının önüne geçilememiştir.

Bu koruma yönteminin ortaya çıkması ve başarılarının görülmesi Göynük, Beyşehir. Mudurnu ve hatta İstanbul gibi kentler de bu yöntemi kullanarak başarıya ulaştılar. Tarihi Kentler Birliği oluşumu Safranbolu’da elde edilen bu başarıyı değerlendirerek başarılı çalışmalar yapmaktadır.

Yavuz İnce

2005