DÜŞ DEĞİL GERÇEK

Cuma ve Cumartesi günleri Karabük Baro Başkanlığı’nın çağrılısı Yargıtay Başkanımız Sn. Hasan Gerçeker Beyefendi ve üyelerden oluşan; çoğunluğu eşli grubun Safranbolu gezisinde rehber olarak bulundum.

Gerek organizasyon, gerek ev sahipliği bağlamında her şey düzenli ve güzeldi. Özellikle Park Otel konaklama işini üstlendiğinden en yoğun hizmet sunumunun yapıldığı yerdi. Mükemmel bir iş akışı, bilinçli yaklaşımlar; yalın tatlı dil ve güler yüz beğeni topladı. Olağanüstü sakin ve duyarlı görünüşü, tavırları ile Park Otel sahibi Sn. Koray-Aykut Dönmez kardeşlere ve ekibini içtenlikle kutluyorum. Başarılarının sürekliliğini diliyorum.

İki günlük gezide en duygulu anlar ilçemizin 84 yaşındaki bilgesi, aydınlanmanın sembolü, öğretmenim Sn. Nezihe Aycan Kadıoğlu’nun Değirmenbaşı’ndaki 300 yıllık görkemli evinde yaşandı. Konuklara sürpriz olarak sunduğu su böreği, baklava, cevizli çörek, kurabiye ve çay tanımlanamaz bir tat ve estetikle konuklarımızı adeta büyüledi. Sevinç ve gurur sarmalı eski bir öğrencisi olarak beni de yüceltti. Gerçek bir Safranbolu nostaljisinin ne olduğunu; içine saygı ve sevgi katarak konuklarımızla paylaşan; başımızın gerçek tacı öğretmenime sağlıklı ve mutlu günler sürmesini diliyorum, ellerinden saygıyla öpüyorum.

Gezi sırasında ziyaret ettiğimiz Safranbolu Adalet Sarayı’mızın geleneksel mimarimize uygun ve temiz görünümü de bu semtteki çarpık yapılaşma içinde ‘Karanlıkta Bir Işık’ olarak yorumlanacak bir güzellik abidesi gibiydi.

Demirciler Çarşısı, Kaymakamlar Evi, Kileciler Evi, Cinci Hanı ve Yemeniciler Arastası içindeki tarihi kahvesi farklı özellikleriyle konuklarımıza kentteki kültürel ve mimari dokunun ilginç çeşitlerini sergilediler. Varolsunlar.

Ve Havuzlu Asmazlar Konağı… Su ile mimarinin yarattığı doğal klima ve toz tutucu özelliği, yangına karşı güvenlik oluşturması, yeşilin sürekliliğine ve gönüllere sükûnet veren havuzu, tavan göbeği, Safranbolu kültür turizmine kazandırdığı kalite doğrultusunda rahmetli Çelik Gülersoy’un bir kere daha minnet ve şükranla anılmasına vesile oldu.

Sonuçta yaşamımın en kaliteli ve saygın; seçkin anılarını oluşturan bu gezi keşke hiç bitmeseydi; iki ayrıntının dışında.

Bulak Mağarası tırmanma bayırı (toz toprak içinde yürüdük) ile Musalla Başı bakı noktası (yine çer çöp vardı) temizliği aksayan iki yanımızdı. Umarım bu aksaklıklar da giderilir.

‘Bu kadar kusur kadı kızında da olur’ özdeyişi bir kasaba yaklaşımıdır. Safranbolu kasaba değil, bir tarihi şehirdir. Kentler insanlar içindir. Bunun ayırdına varmamıza vesile olanlara ve emeği geçenlere binlerce teşekkürler…

Aytekin Kuş

2014