AHî EVREN (3)

Ahî Evren, kimi zaman iftiraya uğramış. Kimi zaman da sürgüne gönderilmiş. Bazı zamanlarda da haksız yere hapislerde yatmış. Ama o, mücadele etmekten ve inandığı davayı savunmaktan hiç vazgeçmemiş. Bundan dolayı oldukça uzun ve çileli bir ömür sürmüş. Sonunda bu dünyadan göçmüş ve çok sevdiği Rabbine kavuşmuş.

Ahi Evren’in türbesi, Kırşehir’de, kendi adıyla anılan Ahievren Mahallesi ve yine kendi adına yaptırılan Ahievren Camisi içerisindedir. İnsanlığa ve ülkesine yaptığı büyük hizmetlerin huzuru içerisinde, ebedi uykusunda yatmaktadır.

Eğer yolunuz Kırşehir’e düşerse, Ahî Evren’in türbesine ziyaret etmeyi unutmayın. Bu ülkeye ve bu millete yaptığı hizmetlerden dolayı, ona bir dua okuyun.

On beşinci yüzyılda kaleme alınan Hacı Bektaş Vilâyetnâmesi’nde, menkıbevi şahıslarla münasebeti ve bu arada Hacı Bektâş-ı Velî (1209-1271) ile olan yakınlığı anlatılmaktadır. Bazı siyasî ve sosyal hadiselere adı karışan Ahî Evren’in, doksan üç yıl yaşadığı rivayet edilmekte, hem Hacı Bektâş-ı Velî, hem de Mevlânâ Celâlü’d-din-i Rûmî (1207-1273) ile çağdaş olduğu bilinmektedir. O’nun debbağlık mesleğini icra ettiğine dair ananeler, debbağ esnafının piri olarak yüceltilmesine sebep olmuştur. Bu bakımdan Türk debbağlarının silsilenâmeleri kendisine dayandırılmıştır. Osmanlı Devleti döneminde Ahî Evren’in esnaf zümresi arasında pir olarak kazandığı itibar bütün Anadolu, Rumeli, Bosna ve hatta Kırım’a kadar yayılmıştır. Bu yüzden Ahî Evren zaviyesi, 20. yüzyılın başlarına kadar esnaf zümreleri üzerindeki manevî tesirini devam ettirmiştir.

Ahî Evren, aslında debbağ olup, bu esnaf erbabının piri sayılırsa da, kayıtlara göre 32 çeşit esnafı bir düzene koyup, Ahî Tarikatı terbiyesi altına almış, bir de orta sandığı kurarak, bu günkü kooperatif ve sendikaların yaptığı işleri benzer bir kuruluşu ortaya çıkarmıştır. Böylece bir yandan küçük esnaf ve sanatkârı, bir yandan da alıcıyı korumuş ve emeğin sömürülmesini önlemiştir. Mesleki öğretide yamaklık, çıraklık, kalfalık, ustalık aşamalarını bir usul ve erkân altına almıştır. Meslekte sosyal güvenlik sağlamıştır. Buna göre Ahilik, ekonomik ve demokratik bir örgütlenme biçimidir. Bu nedenle Ahî Evren, Ahilik Tarikatı’nın büyük mürşitlerinden olmakla kalmamış, çağının bir ekonomi uzmanı olarak da değerli bir yönetici olmuştur.

Hacı Bektâş-ı Velî Vilâyetnâmesi ve bazı tarihî kayıtlara dikkate aldığımızda, Ahî Evren ile Hacı Bektâş-ı Velî arasında çok yakın bir ilişki olduğunu söylememiz mümkündür. Her iki Horasan erenine yakından bakıldığında, ortak özelliklerinin hayli fazla olduğu görülecektir. Zira her ikisi de, aynı yıllarda ve aynı sosyo-kültürel özelliklere sahip bir çevrede yaşamışlardır. Yine her ikisinin de Türkmen menşeli olduklarını biliyoruz. Her iki ulu kişi de Horasan orijinlidirler, Moğol istilasından kaçan Türkmenlerle birlikte Anadolu’ya gelmişlerdir. Anadolu’nun içinde bulunduğu kargaşa ortamında yaşamış ve hayatları boyunca insanlara bu ortamdan çıkış yollarını göstermeye çalışmışlar ve bunun mücadelesini vermişlerdir. Yine hem Hacı Bektâş-ı Velî, hem de Ahî Evren tasavvuf kültürü içerisinde yetişmiş olup dönemlerinin önde gelen sufî şeyhleri olmuşlardır.

Zaten Hacı Bektâş-ı Velî Vilâyetnâmesi’nin çeşitli bölümlerinde 49, 50, 51, 52, 53, 54, 58, 97. sayfalarında Hacı Bektaş Velî ile Ahî Evren ilişkileri konu edilmiştir. Bu ilişkilerde zaman zaman birbirlerine ziyaretleri ve sohbetleri anlatılmaktadır. Hatta Ahî Evren bir sohbet sırasında “Her kim, bizi şeyh edinirse onun şeyhi, Hacı Bektaş Hünkâr’dır.”  diyecek kadar birbirlerinin dostu ve arkadaşı oldukları anlaşılmaktadır.

Hacı Bektâş-ı Velî Vilâyetnâmesi’nde, Ahî Evren’in Denizli’de ikameti ve Denizli’den Konya’ya neden ve nasıl gittiğini hikâye eden bir menkıbe anlatılmaktadır. O menkıbenin bir kısmı aşağıda not ettiğimiz şekildedir.

Yukarıda söylediğimiz gibi Ahî Teşkilatı, Ahî Evren tarafından kurulmuştur. Ayrıca Kırşehir’de kendi adına, Ahi Evren Vakfı kurmuştur. Hayattayken Ahî birliklerini de kendisi yönetmiştir. Kendisi öldükten sonra, bütün ülkedeki Ahî birliklerini, Kırşehir’de kurmuş olduğu Ahî Evren Vakfı yönetmiştir. Bu vakfın başında da Ahi Evren’e temsilen ‘Ahî Baba’ unvanlı bir ahî büyüğü bulunmuştur.

Ahilik sistemi, Selçuklu devleti döneminde kurulmuş. Osmanlı devleti döneminde de devam etmiş. Artık Türkiye Cumhuriyeti döneminde yeni kurum ve kuruluşlar kurulmuştur. Şimdi Ahî birliklerinin görevlerini Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Esnaf Odaları Birliği, İşçi Sendikaları ve sivil toplum örgütleri yerine getirmektedir.

Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi Ahî Evren, otuz iki çeşit meslek birliğinin başkanı, dericilik mesleğinin de piridir. Doğal olarak insanların toplu halde, bir arada yaşadıkları yerlerde, kanun ve kurallar olmalıdır. Yoksa karmaşa olur, anarşi olur, haksızlık olur, adaletsizlik olur, usulsüzlük olurdu. Bundan dolayı Ahî Evren, dericiliğe ve önderlik ettiği mesleklere girecek olanlara bazı kurallar koymuştur. Bu kurallar dinî, ahlâkî ve meslekî kurallardır. Kendisinden sonra da uygulanmaya devam edilmiş, günümüze kadar gelmiştir.

Mesela, dişçi, demirci, şekerci, börekçi, aşçı, bostancı, fırıncı, dokumacı, oduncu, kömürcü, gibi 32 çeşit meslek sahibi ahînin uyması gereken kurallardan bazıları, şu şekilde belirlenmiştir:

1- Hileli ve çürük mal satmamalı.

2- Bir başkasının malını taklit etmemeli.

3- Adi, sahte ve kalitesiz mal üretmemeli.

4- Müşteriden haksız yere fazla para almamalı.

5- Mal stokçuluğu ve karaborsacılık yapmamalı.

6- Sözü güvenilir olmalı ve verdiği sözde durmalı.

7- Eksik, noksan tartmamalı ve bozuk terazi kullanmamalı.

8- Müşterisini yanıltmamalı, bozuk ve kalitesiz mal satmamalı.

9- İşinde ve hayatında güvenilir olmalı, emanete ihanet etmemeli.

10- Emrinde çalışan çırak, kalfa, usta ve adamlarına karşı adaletli ve merhametli olmalı.

11- İyi ahlaklı ve doğru olmalı, hak ettiğinden fazlasını tamah etmemeli, kanaatkâr olmalı.

12- Bilgi sahibi olmalı, bilginlere yakın olmalı, aldığı bilgileri yerinde ve zamanında kullanmalı.

13- Doğruluk, dürüstlük, hoşgörü, disiplin, adalet, güven, helal kazanç gibi ahlaki değerlere bağlı olmalı.

14- Hakka ve adalete önem vermeli. Zalime ve zulme karşı koymalı. Zayıfların hakkını, güçlülerden almasına yardımcı olmalı.

Yine ahiliğe giren kişinin bazı şeyleri kapalı, bazı şeyleri de açık tutması tavsiye edilmiştir. Kapalı olması gereken şeylerle, başkalarına zarar vermemek amaçlanmıştır. Açık olması gereken şeylerle de başkalarına faydalı olmak amaçlanmıştır.

İşte bundan dolayı, ahiliğe giren bütün meslek sahibi ustaların, şu üç şeyi kapalı olmalıdır:

1- Hırsızlık yapmamak, kötülük etmemek için eli kapalı olmalıdır.

2- Başkaları hakkında dedikodu yapmamak, yalan söylememek, iftira atmamak, gıybet etmemek için dili kapalı olmalıdır.

3- Kimsenin namusu, haysiyeti ve şerefine göz dikmemek için beli kapalı olmalıdır.

Yine ahiliğe giren bütün meslek sahibi ustaların şu üç şeyi de açık olmalıdır:

1-İnsanlara, yoksullara ve fakirlere yardım için eli açık olmalı.

2-Ev ve işyerine gelecek olan misafirlere karşı kapısı her zaman açık olmalıdır.

3-Yoksul, fakir ve düşkünlere yemek vermek için sofrası açık olmalıdır.

Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa, “Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim” demiştir. Onun için insan, ne iş yaparsa yapsın, önce güzel ahlâklı insan olmalıdır. Güzel ahlâklı insanlar merhametli, vicdanlı, hoşgörülü, adaletli, nezaketli, letafetli, barışçı, eşitlikçi, dürüst olmak gibi güzel davranışları olan insanlardır. Güzel ahlâklı olan insan kötü söz söylemeyen insandır. Başkalarının ayıbını görmeyen insandır. Dedikodu yapmayan insandır. Kibirli olmayan insandır. Güzel ahlâk sahibi olan insan, toplum hayatında sevilen insandır.

Bunları iyi bilen Ahî Evren, iyi ahlâk konusunda kitaplar yazmıştır. Yazdığı ahlâkla ilgili kitapları öğrencilerine okutmuştur. En önemlisi de şudur. Ahilik teşkilatına girmek isteyenler için mesleki bilgi ve beceri yanında, ahlâkî ilkelere bağlı olma şartı getirilmiştir. Bu ahlâk şartları, ustalık belgesi verilen öğrencilere,  diploma ile birlikte yazılı olarak vermiştir. Ahilikte, yukarıda yazdıklarımız gibi 740 adet ahlâk, adap ve kural olduğu bahsedilmektedir.

İbrahim Afatoğlu

01.10.2023