AHî EVREN (2)

Ahîlerin en büyük destekçisi olan I. Alâü’d-in Keykubad’ın isteği üzerine Konya’ya yerleşen Ahî Evren, Hankâh-ı Ziya ve Hankâh-ı Lâlâ dergâhlarına müderris olmuş, Selçuklu sultanının isteği üzerine de sarayda vezirlik olmak üzere çeşitli görevlerde bulunmuş. Bu süreç içerisinde Türkmenler tarafından Ulu Alaaddin diye anılan ve Ahiliğin Anadolu’da yayılmasında önemli katkıları olan I. Alâü’d-in Keykubad, yakın çevresi tarafından 1237 yılında zehirlenerek öldürülmüş.

Türkmenler ve Ahîler, vatan hainleri ile işbirliği yaparak babası I. Alâü’d-in Keykubad’ı zehirleyerek öldürdüğü düşüncesinde oldukları için yerine geçen oğlu II. Gıyasü’d-din Keyhüsrev’i sıcak bakmamışlar. Bunun üzerine baş vezir Saadeddin Köpek’in (ölümü 1239) de kışkırtmalarına da dikkate alan II. Gıyasü’d-din Keyhüsrev, hoşlanmadığı Türkmen ve Ahîler üzerine asker göndermiş, direnç gösteren bir kısım Ahî zanaatkârı ve şeyhini öldürmüş, kalanları da zindana atmıştır. Ahî Evren de zindana atılan Ahîler arasındadır.

Beş yıl zindanda kalan Ahî Evren, II. Gıyasü’d-din Keyhüsrev’in ölümü üzerine tahta geçen II. İzzü’d-din Keykavus, saltanat naibi Celalü’d-din Karatay’ın da teklifi ile tutuklu olan Ahî ve Türkmenler salıverilmiş. Bu sırada Ahî Evren de hapisten çıkmış ve Denizli’ye göç etmiş ve bir müddet Denizli’de ikamet etmiştir. Ahî Evren’le birlikte Ahî Edebali gibi birçok Ahînin Batı Bölgeleri’ne göç ettiği de bilinmektedir. Sultan II. İzzü’d-din Keykavus’un daveti üzerine de, tekrar Konya‘ya geri dönen Ahî Evren, II. İzzü’d-din Keykavus’un Atabgliğini (Lâlâ) yapmış.

Ahî Evren’in Denizli’ye göç etmesini değinen Batılı Araştırmacı Claude Cahen, İlk Ahîler hakkında adındaki makalesinde “Anadolu’daki ilk Ahîlerin Denizli-Isparta bölgesinde yaşadığını belirten bulguları dikkate aldığımızda Ahî Evren’in Denizli’ye gidişi daha bir anlam kazanır” şeklinde bir değerlendirmede bulunmuştur.

Selçuklu Sultan’ı II. İzzü’d-din Keykavus, Ahilerle yakın ilişki içerisinde olmuş, Ahî Evren’i ve Konya’yı terk eden diğer Ahi büyüklerini, yakın dostu Sadru’d-dî-i Konevî aracılığı ile Konya’ya çağırmıştır. Bu konu Hacı Bektâş-ı Velî Vilâyetnâmesi’nde bir menkıbe halinde anlatılmıştır.

Ancak Ahî Evran’ın Konya’daki ikameti uzun sürmemiş. Mevlânâ Celalü’d-dîn Rûmî’nin hocası Şems-i Tebrizî’nin ölümünden (1247), Mevlânâ’nın oğlu Alâü’d-dîn Çelebi ile bazı Ahîler sorumlu tutulduğu için, Ahi Evren bir daha dönmemek üzere Konya’dan ayrılmış, Hacı Bektâş-ı Velî’nin yaşadığı Kırşehir’e yerleşmiş. Ömrünün son on beş yılını burada geçirmiş.

İşgalci Moğolların idarî tasarrufuna karşı Ahîler ve Türkmenler direnişe geçmişler. Ahî Evren’in Ahîler ve Türkmenler üzerindeki etkisini, kendi yönetimleri için tehdit olarak algılayan Moğollar ve IV. Kılıçarslan’ın talimatı üzerin Kırşehir Emiri Nuru’d-din Caca tarafından, pek çok arkadaşıyla birlikte Ahi Evren, Kırşehir’de, 1261 yılında şehit edilmiş. İran’ın Hoy kasabasında başlayan çileli hayatı, Kırşehir’de son bulmuş. Bu dünyada, 93 yıl gibi uzun bir ömür sürmüş.

İbrahim Afatoğlu

01.10.2023