TARİHİN İZİNDE YÜRÜMEK

1930’lu yıllarda Safranbolu ve çevresinin genel durumu merhum Sadi Yaver Ataman’ın kendine özgü anlatımıyla derlemesini yaptığım ‘Belediye Başkanı Gadartalıoğlu Osman Akın’ın Özel Arşivi’nden Bir Zamanlar Safranbolu (1931-1946)’ isimli yayında şu şekildedir:

‘Safranbolu kasabasının üç nahiyesi ve kaza merkezi ile nahiyelere bağlı 207 köyü vardır. Bu köylerden kasabaya en yakın olan, bilhassa doğu da Yazı, Konarı, Yürük köyleriyle batı doğrusunda üzümleriyle meşhur Bulak, Kapullu köyleri Safranbolu’nun büyük, en güzel ve ileri köyleridir.

Kasabanın şarkı şimaline (Kuzeydoğu) düşen ve 6 saat mesafede bulunan Eflani nahiyesinin 45, garbi cenubide (güneybatı) ve dört saat mesafede Aktaş nahiyesinin 24, tam şimal (kuzey) cihetine (yönüne) ve on iki saat uzağına düşen Ulus nahiyesinin 69 köyü vardır. Bu köylerin araları ne pek sık, ne de pek ayrıdır. Küçük küçük köylerin birbirine mahalle olacak kadar yakınları da varsa, bunlar aynı adla, aşağı ve yukarı diye anılırlar. Safranbolu kasabasının son nüfus yazımına göre 5230 nüfusu, 900-1000 kadar da evi vardır.’

‘Tarihi ve eski bir kasaba olan Safranbolu’nun deniz iskeleleri Bartın, Amasra ve Karabük üzerinden deniz yoluyla Filyos’tur. Kara iskelesi Adapazarı’dır. Bu yıllarda İstanbul ile ulaşımı deniz yoluyla Bartın üzerinden sağlanmaktadır. Bartın’da Bankoğlu ailesine ait Bartın vapuru 1930’lu yıllarda Karadeniz’in en rahat ve lüks postası niteliğindedir. Anılan vapurdan önce Karadeniz, Kartal, Yaman, Güzel Bartın, Safranbolu, Deniz Kızı, Seyran ve Suna isimli motorlu ahşap gemilerle de değişik yerlere seferler yapılmaktaydı.

İstanbul’a ikinci ulaşım karayolu ise Eskipazar-Gerede-Bolu-Düzce-Adapazarı (trene binilerek)-İzmit (vapura binilerek) üzerinden sağlanmaktadır. Bu yolculuk 7 gün sürmekteydi. Kastamonu’ya 22 saat, Zonguldak’a 24 saat, Bolu’ya 26 saate varılabiliyordu.

Mal taşımacılığı yapan katırcılar (emanetçiler) ise Safranbolu-İstanbul; Safranbolu-Bartın arasında çalışıyorlardı. Emanetçiler mal ve insan taşımacılığının yanı sıra, para havalesi, mektup ve hediye paketi dağıtımını, haberleşmeyi de sağlıyorlardı’ (Prof. Dr. Reha Günay  ‘Geleneksel Safranbolu Evleri ve Oluşumu’ -Bartın Gazetesi Arşivi).

Bu dönemdeki ulaşımın gerçekleştiği yollar üyesi bulunduğum Safranbolu Şehir Gönüllüleri Derneği tarafından saptanmaya çalışılıyor. Özellikle Eflani-Safranbolu arasındaki Katır Yolu üzerinde yürünerek görüldü. Ve tarihi dokusu bir yayınla kullanıma sunulacak. Gezi güzergâhına yakın Akören-Değirmencik-Sırçalı-Yolbaşı gibi köylerinde doğa turizmine katkı ve katılımları sağlanacak. Derneğimize verdikleri kişisel destek (incelemelere katılmak gibi) nedeniyle parlamenterlerimize, mülki ve yerel yönetim amirlerimize teşekkür ediyoruz.

Tarihin gizemli izinde yürümek isteyenleri sonbaharda birlikte yürümeye çağırıyoruz. Turizmciler, esnaflar, hediyelik eşyacılar hazır mısınız? Keza yollar yürümekle aşılır.

Aytekin Kuş

2010